Omurilik Kanalı Daralması

Omurilik kanalı daralması nedir?

Omurilik, omur gövdelerinin arkasındaki kanalda bulunan bir yapıdır. Başın hemen alt kısmından başlayarak aşağıya uzanır. Omurgada boyun (servikal), göğüs (torakal), bel (lomber), sakral ve koksigeal bölge olmak üzere 5 ayrı omur grubu vardır (Resim 1). Omurilik kanalı daralması daha çok bel ve boyun bölgesinde görülür. Bel bölgesinde 5 adet omur vardır. Bu bölge beden ağırlığının en çok yoğunlaştığı omurga bölgesidir. Burada yer alan diğer oluşumlar; omurlar arasında bulunan disk (bel fıtığı bu yapıdan oluşur), omurların birbirleriyle eklem yaptığı faset eklemler, omurların gövdesinin arkasından geçen kuvvetli bağ dokusu ve omurilik kesesi arkasında yer alan sarı bağdır.

Omurilik kanalı daralması, omurların hemen arkasında yer alan omurilik kanalının çepeçevre daralarak, yukardan aşağı içinden geçen omuriliği çeşitli seviyelerde sıkıştırması ve beraberinde de sinir köklerine yaptığı basıya denir. Bel omurilik kanalı daralması dejeneratif bir süreçtir. Bu sürece yukarıda sayılan tüm yapıların dejeneratif değişimleri katkıda bulunur ve hasta bir süre sonra dar kanal sorunu ile karşı karşıya kalabilir. Omurlar arası disklerin yaşlandıkça su içeriğinin azalması, faset eklemlerin içe doğru büyümeleri, omurlar arkası bağın kalsifiye olarak (kireçlenerek) omuriliği önden, omurilik arkasında yer alan sarı bağın kalınlaşarak arkadan bası yaratması bel omurilik kanalı daralmasında ana etkenlerdir (Resim 2).

Omurilik kanalı daralmasının belirtileri nelerdir?

Belde omurilik kanalı daralması, yavaş gelişen bir süreçtir. Bu nedenle ilk başta şikayetlere ve bulgulara neden olmayabilir. Ancak hastalık ilerlediğinde hastaların yaşam kalitesi bozulur, günlük aktiviteleri belirgin derecede kısıtlanır. Hastalarda bu klinik tablo ortaya çıktığında çoğunlukla omurilik kanal çapı belli bir derecenin üzerinde daralmış, omurilik ve ondan çıkan sinir kökleri sıkışmış, durumdadır.

Hastalarda sırt, bel ağrısı, ayaklarda güç kaybı ve uyuşma görülebilir. Hastalarda en belirgin bulgu belirli bir mesafe yürüdükten sonra bacaklarda ortaya çıkan kramp ve kasılmalardır. Zamanla bu bulguların ortaya çıktığı yürüme mesafe azalır ve çok ileri dönemlerde hastalar ev içindeki yürüme dönemlerinde dahi bacaklarda kramp ve kasılma sorunlarıyla karşı karşıya kalırlar. Yürümekte olan hastalar kramp ve kasılma meydana geldiğinde dinlenirlerse şikayetleri azalır. Sonra tekrar yürümeye başladıklarında yine aynı sorunla karşı karşıya kalırlar. Hastalarda bel ve kalçadan başlayıp bacağa, ayağa yayılan ağrı olabilir.

Bel omurilik kanalı daralması olan hastalar, sırtüstü yatmakta güçlük çekebilirler. İleri dönemlerde bu hastalarda, öne eğilerek yürüme eğilimi ortaya çıkar. Çünkü hasta öne eğilerek omurilik kanalını istemli olarak biraz daha geniş olan bir duruma getirmek ister.

Boyunda omurilik kanalı daralmasında; kollarda ve/veya ellerde güçsüzlük, karıncalanma, uyuşma daha ciddi olgularda bacaklarda güçsüzlük, işlev kaybı ve yürüme bozukluğu görülebilir.

Omurilik basısı ileri düzeyde ise hastalarda ince işleri yaparken zorlanmak veya yapamamak gibi (gömleğinin düğmelerini ilikleyememek, ayakkabılarının bağlarını bağlayamamak gibi) bulgular ortaya çıkabilir. Hastalığın bacakları da etkilediği ileri durumlarda, hastalar yardımsız yürüyemez hale gelebilir. Yine ileri durumlarda idrar ve gaitasını tutamayacak hale gelebilir.

Hastaların muayenesinde kollarda ve bacaklarda artmış refleksler, ellerde ve bacaklarda kuvvet ve duyu kaybı bulunabilir. Ayrıca el ve ayaklarda patolojik refleks dediğimiz bir grup normal olmayan bulgular da saptanabilir. Söz edilen bulgulardan birkaçı veya hepsi bir hastada bulunabilir.

Boyunda omurilik kanalı daralmasında ataklar halinde kötüleşme daha sık görülür. Hasta bu atakların ara dönemlerinde rahat veya çok az bulguya sahiptir. % 25 hastada çok yavaş ilerleme, %2 hastada ise ani kötüleşme görülür.

Bel omurilik kanalı daralmasında tedavi seçenekleri nelerdir?

İlerlememiş olgularda hastalara cerrahi olmayan yöntemler yani; yatak istirahati, ilaç tedavisi, fizik tedavi, spinal enjeksiyonlar uygulanabilir. İlaç tedavisinde basit ağrı kesici ilaçlardan narkotik grubu çok şiddetli ağrı kesici ilaçlara kadar bir çok ilaç kullanılabilir. Ancak bunların gerekliliği ve hangisinin ne dozda kullanılacağı hekimin karar vermesi gereken bir durumdur. Epidural enjeksiyon uygulaması da cerrahi dışı tedavi yöntemlerinden biridir. Bu uygulamada sinirleri saran zar tabakası dışındaki epidural boşluğa kortikosteroid (kortizon) uygulanır. Eğer başarı sağlanırsa daha sonra tekrarı gerekebilir. Fizik tedavi uzmanının kararı sonrası yapılacak olan fizik tedavi uygulamalarında ise ağrıyı kesmek veya tolere edilebilir düzeylere kadar azaltmak, kasları güçlendirme ve hareket serbestliği sağlamak amaçlanır.

Ancak nörojenik kladikasyon dediğimiz hastanın zamanla yürüyüş mesafesinin azalması ve beraberinde bacaklarda kramp ve kasılma varsa, bacaklarda kuvvet kaybı varsa, idrar torbası ile bağırsak problemi gelişmiş ve hastanın yaşam kalitesinin düştüğü durumlarda cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Cerrahi tedavi günümüzde gelişmiş teknolojik olanaklarla ve özellikle ameliyat mikroskobunun beyin cerrahisi pratiğinde kullanılırlığının artmasıyla daha konforlu ve başarılı yapılır hale gelmiştir. Cerrahide amacımız omurilik kesesi ve içindeki sinirlere olan basının kaldırılmasıdır. Bu ameliyatın tıp literatüründeki adı, lomber dekompresyon ameliyatıdır. Omurganın arka çatısını oluşturan her iki yandaki kemikler ve sarı bağ dokusu alınarak omurilik kesesi rahatlatılır. Uygun olan olgularda ise omurganın sağlamlığını daha fazla bozmamak için bir taraftan yaklaşım yapılır, yani omurganın arkasında bir taraftan kemik doku çıkarılır ancak her iki tarafta da mikroskop altında genişletme ameliyatı yapılır. Bel omurilik kanalı daralması ileri dejeneratif bir süreç olduğundan hastaların bazılarında omurların birbiri üzerinde kayması söz konusu olabilir. Bazen de darlık ileri derecede olup tek ya da iki taraflı sınırlı rahatlatma yeterli olmayıp tüm arka kemik çatının ve faset eklemlerin alınması gerekebilir. Bu durumlarda omurilik gevşetme ameliyatına ek olarak hastanın omurlarının sabitlenmesini sağlayan vida, kafes uygulaması gerekebilir. Ancak bu tüm hastalara vida-kafes uygulaması gerektiği anlamına gelmemektedir. Hastalar ameliyat sonrası dönemde bel sağlıklarına dikkat etmeli ve bel ağrısı yaratacak aktivitelerden sakınmalıdır. Gelecekteki bel sağlığını etkileyen diğer 2 önemli etken ise önerilen egzersiz programlarına sürekli devam etmek ve kilo almamaya özen göstermektir.

Boyun omurilik kanalı daralmasında tedavi seçenekleri nelerdir?

Myelopati dediğimiz omurilikte kanal darlığına bağlı bası sonucu oluşan hasarlanma, ameliyat kararını vermede en önemli etkenlerden biridir. Eğer myelopati yoksa, kollarda ve ellerde, bacaklarda güçsüzlük ve duyu kaybı ileri değilse, ameliyat dışı yöntemler (fizik tedavi, ilaç tedavisi gibi) hastanın sorununu kısmen çözmede yardımcı olabilir.

Ameliyatın temeli omurilik üzerinde bası oluşturan disk, osteofit (kireçlenme) oluşumu, omurların arkasından geçen kuvvetli bağ yapısının kalsifikasyonu (kireçlenmesi), omurilik arka tarafında yer alan sarı bağın büyüyerek belirginleşmesi, omurların birbiriyle eklem yaptıkları faset eklemlerin içe dönük dejeneratif büyümeleri, nadiren de omurgaların birbiri üzerinde kayarak omurilik kanalını daralmasına yol açan etkenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Buna kısaca dekompresyon ameliyatı yani basının ortadan kaldırılması ameliyatı denir.

Bu basının kaldırılması önden veya arkadan yapılacak ameliyatlarla mümkündür. Ancak hangisinin daha uygun olacağı kararı, yapılacak incelemeler sonrası beyin ve sinir cerrahisi uzmanınca verilir. Önden yapılan ameliyatlarda basıyı sadece disk oluşturuyorsa, o diske komşu iki omurgaya herhangi bir girişim yapmadan sadece diske yönelik cerrahi yapılabilir. Bazen önden bası oluşturan yapı omurların arkasında uzanan oldukça kuvvetli bir bağın kireçlenmesi olabilir. Bu durumda etkilenen seviye boyunca omurga gövdesi/gövdeleri ile disk dokusu çıkarılır. Yerine kemik greft veya omurga yerine geçecek kafes görünümlü protez materyal yerleştirilir. Daha sonra da önden plak ve vidalarla sabitleme işlemi (füzyon) yapılır. Ancak bu tüm hastalara vida-kafes uygulaması gerektiği anlamına gelmemektedir.

Arkadan yapılan ameliyatlarda, basıyı oluşturan sarı bağ ve omurganın arka tarafını oluşturan çatının (lamina) tamamen çıkarılması gerekebilir. Bu durumda omurgayı güçlendirmek amacıyla omurgaya vida ve bunları tutan çubuklar koyarak sabitleme (füzyon) ameliyatının yapılması uygun olacaktır. Laminanın bir parçası çıkarılıp kesilip ayrılması sonrası araya konulan protez malzemenin yardımıyla uygulanan laminoplasti ameliyatı ile de omurilik kanalı genişletilmesi mümkündür.